13 Temmuz 2011 Çarşamba

Bir Öykü: Kapının Altından Sızan Sarı Işık


Karanlıktı..Hiçbirşey göremiyordu..Yavaşça yattığı yerden doğruldu..Nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı bir süre..Burası kendi evine hiç benzemiyordu..Karanlıkta olmasına rağmen bunu fark etmişti..Boynu kötü bir şekilde ağrıyordu..Ne olmuştu acaba? Bir süre oturup gözlerinin karanlığa alışmasını bekledi..Vücudunu yine o "his" sarmıştı.."Gitmeliyim" diye düşündü.."Yoksa patlayacağım..."

Daha önce de birkaç defa daha başına gelmişti..Bu O'nun kaderiydi..Tecrübeli olduğu için -lanet olsun!- ne yapacağını biliyordu hiç olmazsa..Sakin bir şekilde içinde bulunduğu bu "durumdan" kurtulmalıydı..Ses çıkarmadan ayağa kalktı..Henüz odada yalnız olup olmadığını bilmiyordu..Elleri ile etrafını yoklayarak kapıyı bulmaya çalıştı..Ağrıları artmıştı..Vakti daralıyor gibi görünüyordu..Hızlı olmalıydı..Gecikirse neler olacağını tahmin etmek bile istemiyordu..Kapıyı buldu en sonunda..Yavaşça açtı..Şanslıydı, kapı kilitli değildi..Hızla koridora bir göz attı..Kimse yoktu..Ne tarafa gitmeliydi acaba?

Dikkatlice ilerlemeye başladı..Etraf son derece sessizdi..Ayak seslerini sadece kendisinin duymasını ümit etti..Koridorun iki yanında odalar vardı..Birisi dışında odalar ışıksız ve sessizdi...O odanın kapısının altından ise cılız bir sarı ışık sızıyordu..Yaklaştı..İçeride iki kişi fısıldaşarak tartışıyordu....Söylenenleri anlayamadı..Kimdi acaba onlar? Şimdi ne yapacaktı? İçeri mi girecekti, yoksa -daha önce yaptıkları gibi- sezgilerine mi güvenecekti? İlk defa kararsız duruma düşmüştü..

İlerlemeyi tercih etti..Kurtulmaya yaklaştığını hissediyordu..Önce en sondaki kapıyı denedi..Kilitliydi..Karşısındaki kapıya yöneldi..Heyecanı -ve acısı- giderek artıyordu..Alnındaki ter damlalaını koluyla sildi..Kapının tokmağını kavradı..Doğru kapı bu olmalıydı..Daha fazla dayanacak gücü kalmamıştı...Fazla ses çıkarmamaya özen göstererek tokmapı çevirdi.. Evet..bulmuştu...Çığlık atmamak için kendini zor tuttu..Yine de ağzından küçük bir sevinç nidası çıktı..Arkasına -koridora, ışık sızan odaya- döndü..Bu sesi birilerinin duyup duymadığına kontrol etti..Bir hareketlilik görünmüyordu...Tekrardan içeriye yöneldi..Karşısında duruyordu işte "kurtuluşu"...

***

(7 saat sonra)
-Ooo, yiğenim de kalkmış..Rahat uyuyabildin mi bakiim?
-Ehe-ehe, uyudum dayı..Yalnız, gece bir ara çişim geldi, tuvaletinizi çok zor buldum...
-Keşke gelip bana sorsaydın lan..Yengenle sabaha kadar oturduk biz...

(o sadece dayısının evinde yatıya kalmış utangaç bir ergendi..."bu onun kaderiymiş"miş.."tuvalete gitmezse ölecekmiş"miş...gören de james bond sanacak hergeleyi...sidikli...)
the end

Gizemli başlayan hikayelerin, tırt bir sonla bitmesi..Rectoa'dan öğrenmiştim..Böyle şeyler yazmayı seviyorum..Biterken hiçbirşey çalmıyordu...Kendinize iyi bakın efendim :)

0 yorum: